Seramik

Seramik karolar, kil veya başka bir seramik malzemesinden yapılmış, göreli olarak küçük ve modüler yüzey kaplamasıdır. Seramik karoların fırınlarda çok yüksek derecede pişirilmeleri sonucunda suya dayanıklı, paslanmaz, kolay temizlenebilen, sert, yoğun  ve çok dayanıklı bir yapı malzemesi ortaya çıkar.

SERAMİK ZEMİN KAPLAMALARININ ÖZELLİKLERİ

 Doğal bir madde olduğu için sağlık açısından herhangi bir tehlikesi yoktur.

 Kolay temizlenir, kir tutmaz.

 Son derece dayanıklı bir malzeme olduğu için uzun yıllar boyunca kullanılabilir.

 Güneş ışınların nedeniyle sararmaz ve rengi solmaz. Soğukta çatlamaz.

 Üzerine yapılabilen çeşitli desenler sayesinde kullanıldığı mekanı güzelleştirir ve değer katar.

SERAMİK KARO ÇEŞİTLERİ

 Sırlı Duvar Karosu : Sırlı duvar karoları, camsı olmayan gövdeleri parlak, mat veya billur özellikte sır ile kaplanmış, iç duvarlarda ve iş yükü az olan döşemelerde kullanılan karolardır. Hava koşullarına ve donmaya karşı dayanıklı olan dış yüzey tipi karolar, hem iç hem de dış duvarlarda kullanılabilir.

 Seramik Mozaik Karo : Porselen veya doğal kilden gövdeleri, duvar kaplamalarında kullanılmak üzere sırlanabilir ya da döşeme ve duvarlarda kullanım için sırsız şekilde üretilebilir. Porselen karolar parlak renklere sahipken, doğal kilden yapılmış karoların renkleri daha mattır. Kullanım kolaylığı ve hızlı uygulama sağlaması açısından, küçük karolar genellikle 30×30 cm veya 30×60 cm parçalar halinde ve düzgün karo aralıklarını sağlayacak şekilde karton veya tel örgü bir taban üzerinde bir araya getirilirler.

 Sırsız Sert Karolar : Doğal kil veya porselen yapılmış sırsız döşeme karolarıdır. Kir, nem ve paslanmadan etkilenmezler , donma ve aşınmaya karşı dayanıklıdırlar.

 Parke Karoları : Seramik mozaik karolara benzer bir yapıya sahiptirler, fakat daha kalın ve geniştirler. Hava koşullarına karşı dayanıklıdırlar ve ağır iş yüküne maruz kalan döşemelerde rahatlıkla kullanılabilirler.

Şap

Laminat parke, parke döşeme veya seramik granit fayans gibi modern döşeme, kurulum için mükemmel seviyede bir temel gerektirir. Bunu başarmak için, çeşitli şaplar kullanılır – ıslaktan yarı kuru ve kuruya. İnşaatta uzun süredir bilinen kuru şap tabanı döşemeleri teknolojisi 40 yıldan fazla bir süre önce patentlidir. Son on yılda, “superfol” sisteminin ortaya çıkması, özellikle yüksek hızda ve garantili kalitede çalışmasını sağlayan popüler hale gelmiştir.

Kuru Şap Nedir?

Yüz yıldan uzun bir süredir, zeminlerin temelleri klasik bir çimento kumu kullanılarak ya da beton şap olarak da adlandırıldı. Bu teknoloji ve bugün, parke ile halı arasında değişen çeşitli zemin kaplamalarının kurulumu için sağlam ve pürüzsüz bir temel sağlar.

Bu bağlamda, kuru zeminin bir çeşidi geliştirilmiştir, ki bu da dramatik farklılıklara sahiptir ve daha ziyade, zeminin tabanının yüzeyinde, bilinen bir şaptan daha “katmanlı bir pasta” oluşturmak gibi bir şeydir. Kuru dökme zeminler, prefabrike zeminler, kuru şaplar, yüzer zeminler, benzer bir süreç için eşanlamlılardır, yani zemin tabanlarını susuz yöntemle tesviye etmektir.

Kuru zemin şapı genellikle farklı dökme bazlarla yapılır, ancak en profesyonel kuru bir karışım olan Knauf’un kuru bir karışımıdır.

Bu metodu uygularken odak, mükemmel düz ve dayanıklı bir yüzey sağlayan malzemelerin doğru montajı üzerinedir. Kuru şap düzenlemek için çeşitli yöntemler vardır. En ünlüleri, 4 üreticiden oluşan Alman üretici Knauf tarafından geliştirilen yöntemler:

  • Alçı lifi “süper yer” tabakaları oldukça düz bir zemin döşemesine yerleşti.Bu, zeminin tabanının gücünü arttırmanın en kolay ve ucuz yoludur.
  • Çift tabakalı alçı lifli levha ile kapatılan tavana bir ses yalıtımı malzemesi tabakası yerleştirilir. Bu yöntem, ses yalıtımına katkıda bulunur ve ısı transferini azaltır.
  • Tabanda, yoğun bir malzemenin döküldüğü, herhangi bir yüzeye eşit olarak dağılabilen bir buhar-yalıtıcı film bulunmaktadır. Bu genellikle, büyüklüğü 5 mm’yi aşmayan genişletilmiş kilin ince bir fraksiyonudur. GVL “Superpol” levhalar üstüne serilir. Yüzey benzer bir şekilde düzlenmiştir.
  • Genişletilmiş kil, önce bir su yalıtım tabakasıyla ve daha sonra bir ses bariyeri tabakasıyla kaplanan buhar bariyeri filmine yayılır. Yüzey çift tabaka alçı elyaf ile sabitlenmiştir. Bu yöntem sayesinde yüzey düzleştirilir, zemin yalıtılır ve ses yalıtımı sağlanır.En popüler ikinci Rockwool firmasından “yüzen zemin” oluşturma yöntemi, tabanı ısıtmak ve akustik yalıtım sağlamak için daha uygun olan, ancak tesviye yükseklik farklılıkları sağlamaz:
  • Taş yünü yalıtım taş yünü düz yüzeyler taban yüzeyine serilir.
  • İzolasyon üzerinde, iki tabaka kalın kontrplak uygulanır, bunlar üzerinde mutlaka örtüşen dikişler.
  • Kontrplak yerine, birbiriyle örtüşen iki büyük GVL tabaka tabakası kullanabilirsiniz.
  • Ayrıca bir taban sayfası OSB olarak da yapabilirsiniz.

Kuru şapın kapladığı hacim miktarı, temel seviyedeki başlangıç ​​değişikliklerine ve serilecek olan seviyelerin sayısına bağlı olarak önemli ölçüde değişebilir. Kuru bir karışımın en az 20 mm’lik bir tabaka ile dağıtılması en gerekli olanıdır, inşaatçılar sonraki işlemlerde en kabul edilebilir olmak için 70 mm’lik bir yükseklik düşünürler. Sonuç olarak, kuru bir şap kullanıldığında, odanın yüksekliği mutlaka azaltılır ve bu prosedürün gerçekleştirilmediği odalarda zemin yüksekliği farklılıkları ortaya çıkar. Bu nedenle, inşaatçılar, iç mekan algısının bütünlüğünü korumak için tüm apartman için bu kuru şap yönteminin kullanılmasını önermektedir.

Şap Atma Fiyatları

Şap, genellikle inşaat zeminlerinde diğer bir isimle şapçı olan kişilerin zemine düzleştirmek için kullanılmaktadır. Şap atma fiyatları ise birçok neden dolayı değişmektedir. Bunun temel nedeni şap atma fiyatı , kalınlık ve işçilik fiyatlarıyla değişmektedir. Şap atmak beklendiğinden daha zordur o yüzden işçilik fiyatları için çok ucuz çalışma yaptıramazsanız aksi takdirde zaman ve paranızın boşa gitmesi normaldir. Bu yüzden kaliteli şap işçiliğimizi belirli bir kalite tutmaktayız ve daha iyi hizmet vermek istemekteyiz.

Dış Cephe Mantolama

Binalarda ısı yalıtımı için içten, dıştan ve sandviç duvar olmak üzere 3 farklı yöntem uygulanır. Isı köprülerinin oluşumunu önlemek ve yalıtımın sürekliliğini sağlamak için yapılan en iyi uygulama mantolama uygulamasıdır. Dış cephe mantolama uygulaması yapı fiziği açısından en uygun olan ısı yalıtım sistemidir.

Mantolama mevsim şatlarına göre ısı kayıp ve kazançlarını engellemek için bina dış kabuğunun ısı yalıtım malzemeleri ile kaplanmasıdır. Teknik olarak ise ısı köprüsü oluşturmadan gerekli ısı iletim katsayısına ulaşmak için bina dış yüzeyine yapılan ısı izolasyonudur.

MANTOLAMANIN AVANTAJLARI

 Bina dış yüzeyindeki her türlü kiriş, kolon, hatıl vb.. betonarme yapı elemanlarını tamamen yalıtarak ısı köprülerinin oluşmasını engeller.

 Binayı dışarıdan bir manto gibi sararak ana malzemede sıcaklık farkları sebebi ile oluşabilecek çatlakları ve hasarları önler. Dış duvarlarda oluşan yaz kış sıcaklık farkları 5 oC kadar çıkabilmektedir.

 Bina dış duvarları dış ortamın tüm etkilerinden korunur.

 Yoğuşma riski en aza indirilir.

 Hem ısı hem de su yalıtımı sağlar

 Tekniğe uygun yapılmış bir mantolama uygulaması %50 ye varan ısı tasarrufu sağlar.

 Mantolama yapılmış binalarda ısı dengeli bir şekilde dağıldığı için yoğuşma ve hava akımı olmaz, bu sayede konforlu bir yaşam alanı elde edilmiş olur.

 Yakıt tüketimini azalttığı için çevrenin korunmasına katkı sağlar.

 Binanın dış duvarlarında beton içindeki donatıları korozyona karşı koruyarak bina ömrünü uzatır.

MANTOLAMA NERELERE YAPILIR

Binaların dış duvarlarına, çatılarına, toprak temaslı mahallere, katları ayıran döşemelere, depo garaj gibi ısıtılmayan bölümlere bakan kısımlara ve soğuk hava depolarına mantolama uygulaması yapılabilir.

MANTOLAMA NE KADAR SÜREDE YAPILIR

Mantolama uygulaması orta büyüklükteki bir bina için ortalama 1-4 hafta arasında sürmektedir. Hava koşulları, binanın büyüklüğü, uygulamada çalışacak personel sayısı bu süreyi olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Kuvvetli rüzgar, sis ya da yağmurlu hava koşullarında mantolama uygulaması yapılmamalıdır.En ideal zaman, uygulama yapılacak dış yüzeyin ve ortam sıcaklığının en az +5 oC olduğu dönemdir.

MANTOLAMA SİSTEMLERİ NASIL KORUNUR

Eski binalarda mantolama tatbikatları öncesinde klimaların, antenlerin, tabelaların, çamaşır demirlerinin tümünün sökülmesi gerekmektedir. Sistemin ana prensibi hiçbir aralık kalmadan cephenin tamamının ısı yalıtım levhaları ile kapanması olduğu için söz konusu unsurların mantolama sonrası cepheye monte edilmemesi çok daha sağlıklı bir karar olacaktır. Yine eski binalarda daire doğramalarının değiştirilmesi düşünülüyorsa mantolama öncesi bu değişikliğinde yapılması da sistemin zarar görmemesi adına önemli katkı sağlayacaktır. Bazı binalarda zemin katlar araç otoparkına cephelidir. Bu tip durumlarda cephe duvarının önüne çiçeklik, çit veya araçlar için lastik bar demirlerinin konması istenmeyen kaza risklerini ortadan kaldıracaktır.

Bina yönetimlerinin mantolama sonrası kat malikleriyle beraber ortak karar alarak ilerleyen dönemlerde de dış cephe ısı yalıtım sistemlerine özel yönetim tedbirleri alınması herkesin ortak çıkarına olacaktır. Tüm bu tedbirlere rağmen onarım isteyen bir durum söz konusu olduğunda binanızın uygulamalarını yapan firmayla görüşüp yardım talep etmeniz doğru bir seçim olacaktır.

Yapınızın ömrü ve sizin yaşam alanınızın sağlığı açısından günümüz yapı sektörünün en geçerli çözümü olan dış mantolamanın avantajlarından sonuna kadar faydalanmanız yine sizin elinizdedir.

ENERJİ KİMLİK BELGESİ

Binaların iç ortamları ile dış ortamlarını birbirinden ayıran ve bina zarfı olarak da bilinen dış duvarlar, pencereler, kapılar, tavan, çatı ve diğer döşemelerden oluşan yapı elemanları dış etkenlerden korunmalıdır.

Binalarda ısı kaybeden yüzeyler doğru yalıtılmazsa ısı kaybı ve buna bağlı olarak da enerji maliyetleri artmaktadır. Özellikle müteahhitler ve kullanıcılar ısı kayıplarını göz ardı ederek konutların sadece dış özelliğine önem vermekte, konutların yapım aşamasında uygun olmayan yapı malzemeleri seçimi ve yapılmayan çok basit uygulamalar ile binanın kullanım ömrü süresince bina sahiplerinin bütçelerine hem de daha fazla yakıt tüketerek çevreye ve ülke ekonomisine zarar vermektedir.

Bu olumsuzlukları engellemek amacıyla 2000 yılında yürürlüğe giren Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği’ne göre yeni konutlar ısı yalıtım uygulaması gerçekleştirilmiş şekilde projelendirilmek zorunda olup eski binaların da 2020 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu bulunmaktadır. 

Enerji kimlik belgesi temininin en önemli adımı da konutların ısı izolasyonu uygulamasının gerçekleştirilmiş olmasıdır. Binalarda ısı yalıtım kalınlığının optimum şekilde seçilmesi, ısıl konforun sağlanmasında ve bina enerji sınıfınını belirlenmesinde en önemli etkenlerden biridir.